Kedilerimiz yaş aldıkça ve ömür süreleri kısaldıkça, kalıcı ya da geçici olsun, maalesef hastalık kapma riskleri artıyor. İşin aslına bakarsanız uzmanlar, yaşlı kedilerde bu tip hastalıkların yaygın olduğunu ve kedinin yaşlandıkça kronik bir hastalık elde etmesinin normal olduğunu söylüyor. Tabii ki bu genelgeçer kanı, hayvan severlerin evcil dostlarının hastalık sırasında çektiği ağrıları izlemesini kolaylaştırmıyor.
Kaynağı, belirtileri ve tedavisi farklı olabilir; ancak yaşlı kedilerde görülebilecek hastalıklar ile ilgili önceden bilgi edinmekte ve ne olur ne olmaz, hazırlıklı olmakta fayda var. Emin olun ki bu çaba için zamanınızdan ayıracağınız küçük bir parça bu gibi beklenmedik durumlarda size ve can dostunuz kedinize tahmin edemeyeceğiniz kadar yardımcı olacak.
Gelin, yaşlı kedilerde sıklıkla görülen hastalıklara yakından bakalım.
1. Kronik Böbrek Rahatsızlığı
Doğrudan böbrekleri etkileyen rahatsızlıklar yaşlı kedilerde en sık görülen rahatsızlıkların başında geliyor. En nihayetinde böbrekler tıpkı insanlarda olduğu gibi kedilerde de doğal olarak birer filtre görevi görüyor. Bu görev çerçevesinde böbrekler kedinizin vücudunda oluşan atık maddeleri filtreleme ve ortadan kaldırma sorumluluğuna sahip. Kedinizin kanından filtrelendikten sonra bu atık maddeler idrar yolu ile yok edilir. Öte yandan böbrekler zarar gördüğünde – ki bunun sebebi sadece yaş ya da farklı diğer etmenler olabilir – bu atık maddeler artık verimli şekilde filtrelenemez hale gelir. Bu da atıkların kedinizin kan akışında birikmesine yol açar. Atıkların kanda birikmesi yaygın olarak azotemi olarak bilinir.
Kedilerde kronik böbrek rahatsızlığı belirtileri susama, idrar hacminde artış, kilo verme, iştahsızlık ve kusma olarak görünür.
2. Kalp Rahatsızlığı
Tıpkı böbrek rahatsızlıkları gibi kalp sorunları da yaşlıca kedilerde sıklıkla rastlanan bir problemdir. Ve yine tıpkı insanlarda olduğu gibi kediler için de pek çok farklı türde kalp sorunu ortaya çıkabilir. Kedilerde yaygınca görünen kalp rahatsızlıklarından bir tanesi bir kalp kası sorunu olan kardiyomiyopati. Bozulma eğilimi olan kalp kapağı rahatsızlıkları ve diğer kalp sorunları da tabii görülebilir. Kaynağı ne olursa olsun çoğu kalp rahatsızlığının kaçınılmaz sonu konjestif, başka bir deyişle kalıcı kalp yetmezliği ile sonuçlanıyor.
3. Diyabet
Diyabet bildiğiniz üzere kan şekeri seviyesinin artması ile sonuçlanır. Kedilerde diyabet dediğimiz zaman karşı karşıya kaldığımız bazı risk faktörleri vardır. Bu faktörlerin başında obezite ve sedanter, yani oturmaya dayalı bir yaşam biçimi geliyor. Diyabet teşhisi konan pek çok kedi için genelde insülin enjeksiyonu şart olarak koşuluyor. Hastalığın erken aşamalarında agresif olarak tedavi uygulanırsa hastalığın ortadan kaybolması da mümkün. Artan glikoz seviyesini düzenlemek amacıyla yeterince insülin salgılamaya çalışan pankreas zarar görürse ise maalesef diyabet kalıcı hale gelebiliyor. Bu gibi durumlarda insülin iğneleri kedinizin hayatı boyunca barışması gereken bir durum olabilir.
4. Arterit
İşin aslına bakarsanız kedilerde arterit (eklem iltihabı ya da kireçlenme) kedi sahiplerinin farkına bile varmadan meydana gelebiliyor. Maalesef arterit semptomları çoğu durumda “standart ve normal” yaşlılık belirtileri ile karıştırılıyor, bu da erken teşhise engel olabiliyor. Arterit mağduru kediler çoğu zaman daha pasif bir ruh haline bürünür, daha çok uyur ve özellikle yükseltilere erişemez hale gelirler. Arterit ile bağlantılı olan ağrılar kedinizin yaşam kalitesini ciddi oranda düşürebilir; tabii eğer doğru önlemler doğru zamanda alınmadığı takdirde.
5. Hipertroidi (Tiroid Aşırılığı)
Hipertroidi tiroit bezlerinde oluşan ve yüklü miktarda tiroit hormonunun salgılanması ile meydana gelen bir rahatsızlık. Bu yüklü miktarlarda salgılanan hormonların kediniz üzerinde pek çok farklı yan etkisi olabilir. Bu rahatsızlıktan mustarip olan pek çok kedi artan, hatta çoğu zaman şaşırtan iştahlarına rağmen kilo kaybı gösterir. Bu, hipertroidinin belki de en belirgin ve ayırt edici semptomudur. Diğer belirtiler kediden kediye farklılık göstermekle birlikte genel hatlarıyla kusma, ishal, aşırı su tüketimi ve aşırı idrar salgılama olarak sıralanabilir.
6. Diş & Diş Eti Rahatsızlıkları
Aslına bakıldığında diş rahatsızlıkları sadece yaşlı kedilere özgü bir durum değildir. Hatta 3 yaşını aşkın kedilerin 3’te 2’sinde dişle ilgili sıkıntı olması beklenen bir durumdur. Herhalde diş hastalıklarının yaşlı kediler için özellikle büyük bir sorun teşkil edeceğini hatırlatmaya gerek yoktur. Kedinizin iştahını doğrudan etkileyen ve hızla kilo vermesine sebep olan diş ve diş eti sorunları bir an önce müdahale edilmesi gereken problemlerdir.
7. Kanser
Çağımızın vebası haline gelen, özellikle son on yıl içerisinde mağdur sayısı katlanarak artan kanser, kediler için de en az insanlar için olduğu kadar tehdit teşkil ediyor. Yaşlı kedilerde kanser, maalesef sıklıkla görülen hastalıkların başında geliyor. Belirtiler kanserin kaynak organına bağlı olarak değişmekle birlikte yakalandığı anda geri dönüşü daha kolay olabiliyor.
Tüm bu bilgiler ışığında belirtmek gerekir ki yaşlı kediler aynı anda birden fazla hastalığa kapılabilirler. Bu tip durumlarda teşhis ve tedavi süreçleri ister istemez hem kedi hem de kedi sahibi için daha zorlayıcı olabilmekte. Unutmamak gerekir ki yaşı geçmiş kedilerin düzenli olarak veteriner takibinde tutulması gerekir. Tıpkı orta yaş ve üstü insanlardaki “check-up” kavramı gibi yaşlı kediler için de en az 6 ayda bir olmak kaydıyla veteriner kontrolü alışkanlığı yaratılmalıdır. Bu sıklık kedinin yaşı ilerledikçe daraltılmalı ve gerekirse ayda bir sıklığına bile çekilmelidir. Unutmayın ki erken teşhis kediniz için tedavi olma, iyileşme ve hayatta kalma şansını ikiye katlar. Bu veteriner check-upları kapsamlı bir fiziksel muayene, kan ve idrar testi ve gerekli durumlarda röntgenden oluşmalı. Düzenli veteriner ziyaretlerinin kedinizin yaşam kalitesine olan olumlu etkisinden bahsetmeye bile gerek yok.
Hem kedilere hem kedi sahiplerine sağlıklı günler dileğiyle!